Yirminci yüzyılın en büyük spiritüel ustalarından biri olan Osho, bu kitapta hem başkalarıyla hem de kendimizle nasıl empati kurabileceğimizi araştırıyor.
Osho, şefkatin doğasını tamamen farklı bir bakış açısıyla inceleyerek bu kelimenin kökünde “tutkunun” yattığını ortaya koyuyor ve ardından şefkatin gerçekte ne olduğuna dair yapılan varsayımlara meydan okuyor. Pek çok sözde şefkat eyleminin, ince bir öz-önem duygusu ve tanınma arzusuyla lekelendiğini söylüyor. Diğer eylemlerin ise başkalarına gerçekten yardım etmekten ziyade onları değişmeye zorlama arzusuna dayandığını açıklıyor.
Osho, İsa’nın, Buda’nın ve Zen dünyasının yaşamlarından örnek hikâyeler sunarak gerçek şefkatin sadece kendi içimizden doğabileceğini ‒kendimize yönelik derin bir kabul ve sevgi ile başlayabildiğini‒ gösteriyor. İşte ancak o zaman, Osho’nun tabiriyle, diğerini olduğu gibi koşulsuz olarak kabul edebildiğimizde şefkat artık iyileştirici bir güce dönüşebilmektedir.
Osho, bizleri hayatı tüm zenginlikleriyle yaşama kapasitemizi sınırlayan koşullu inanç sistemlerinden ve önyargılardan kurtulmaya davet ediyor. Kendisi, Sunday Times of London tarafından, “20’nci Yüzyılın En Büyük 1000 Kurucusu” listesine dahil edilmiştir. Ve Hindistan’da yayınlanan Sunday Mid-Day, Osho’yu Hindistan’ın tarihini değiştiren 10 insanın arasında olmaya layık görmüş, onu Gandhi, Nehru ve Buda gibi şahsiyetlerin arasına yerleştirmiştir. 1990’daki ölümünden bu yana Osho’nun öğretilerinin etkisi genişlemeye devam ediyor ve dünyanın hemen her ülkesinde her yaştan arayıcıya ulaşıyor.
Garanti Kredi Kartları
Butik Yayıncılık © 2024 | Bu site RGS Yazılım® E-ticaret Yazılımı ile hazırlanmıştır